HZ. MUHAMMED (SAV)'IN AHLAKI VASIFLARI
Peygamberimiz bütün kemâl ve güzellikleri kendisinde toplamış, örnek bir şahsiyettir. O’nun mükemmel ahlâkını ciltler dolusu kitaplarla bile anlatmak mümkün değildir.
Peygamberimizin ahlâkı Kur’an ahlâkı idi. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’ımız O’nun ahlâkını överek, şöyle buyurmuştur: "Yâ Muhammed! Şüphesiz sen yüce bir ahlâk üzeresin."
Peygamberimizin ahlâk ve yaşayışı Hz. Aişe annemize sorulduğu zaman "Siz Kur’an okumuyor musunuz? O’nun ahlâkı Kur’an’dan ibâret idi." diye cevap vermiştir.
Peygamberimiz (s.a.s.) Cenâb-ı Hakk’a şöyle niyaz ediyordu: "Allah’ım! Beni ahlâkın en güzeline yönelt, kötü ahlâktan uzaklaştır."
Peygamberimiz, aile fertleri ile iyi geçinir, ev işlerinde yol gösterir ve onlara yardım ederdi. Bu konuda şöyle buyururdu: "En hayırlınız, ahlâkı güzel olanınız ve aile fertlerine en çok faydalı olanınızdır."
Hz. Muhammed (sav) âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olan en son peygamber ve bütün insanlık için en güzel ahlak örneğidir. Yüce Mevla’mız Kur’an-ı Kerim’de onun için söyle buyurmaktadır.
“ Şüphesiz sen yüce bir ahlak üzeresin” (Kalem Suresi 4)
Zaten o, yeryüzünde bulunuş maksadını, " Ben güzel ahlaki tamamlamak üzere gönderildim ” buyurarak net olarak ifade ediyordu.
“Andolsun size bir Peygamber geldi ki sizin sıkıntıya uğramanız onu incitir ve üzer. Çünkü o size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir.” (Tevbe Suresi 128)
“ Rasulüm biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiya Suresi 107)
“ Andolsun ki Rasulullah sizin için, Allah’a ve Ahiret gününe kavuşmayı umanlar için ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir” (Ahzab Suresi 21)
Âlemlere rahmet olarak gönderilen o Yüce Rasulullah güzel ahlak konusunda söyle buyurmuştur:
“ Ben güzel ahlaki tamamlamak için gönderildim”
“ Sizin en hayırlınız ahlakça en güzel olanınızdır”
“ Kişi güzel ahlaki ile geceleri ibadetle gündüzleri oruçla geçirenin derecesine yükselir.” “ Su buzu erittiği gibi, güzel ahlakta günahları eritir (yok eder); sirke balı bozduğu gibi kötü ahlakta ameli bozar.”
“ Allah’ım beni güzelleştirdiğin gibi ahlaki mi da güzelleştir”
Ayet-i kerimeler, hadis-i şerifler ve İslâm büyüklerinin mübârek sözlerinin ışığında, Yüce Rasûlullah (s.a.s.)'in ahlâkî vasıflarını şöyledir:
* Rasulullah (s.a.s.) güler yüzlü, tatlı sözlüydü,
* Kimseye fena söylemez, kimsenin sözünü kesmezdi,
* Sert değildi, yumuşak idi,
* Edep ve hayâ âbidesiydi,
* İnsan severdi, dosttu,
* Çok mütevâzi idi. Vâkurdu.
* Bos ve lüzumsuz konuşmazdı.
* Karşısındakini candan dinlerdi.
* Çocuklar çok sever ve okşardı. Bir hadisi şeriflerinde söyle buyururlar: "Büyüklerimize hürmet etmeyen, küçüklerimize merhamet etmeyen bizden (kâmil ümmetimizden) değildir"
* Fazilet sahiplerine saygı gösterirdi.
* Akrabasını ve komsusunu hatırdan çıkarmaz, onlara ikrâmda bulunurdu. Fakat onları kendilerinden üstün, faziletli olanlara tercih etmezdi.
* Cömertti, şefkatliydi,
* Sözünde mutlaka dururdu.
* Dinlemesini, söylemekten fazla severdi,
* Nefsine hâkimdi,
* Beyaz giymeyi tavsiye ederlerdi,
* Namazı noksansız kıldıranların en hafif kıldıranıydı.
* Güleceği zaman mübarek elini, mübarek ağzının üzerine koyardı.
* Kahkaha ile gülmez, fakat daima mütebessim bulunurdu.
* Verilen müjdelere şükrederdi,
* Uyurken mübârek sağ elini, mübârek yanağının altına koyardı.
* Herkesin isteğini mümkün olan ölçüde, yerine getirirdi.
* Eli çok açıktı, cömertliği deryadan farksızdı,
* İlim, hikmet çağlayanı, sabır timsaliydi,
* Atılgandı, tehlikeden korkmazdı, heybetliydi.
* Gelmiş ve gelecek insanların en cesur ve en kahramanı, en kuvvetlisiydi.
* Hanımlarına karşı insanların en yumuşağı ve ikrâmlısıydı. Onlara karşı daima tebessümlüydü,
* Ne yer, ne içerse hizmetçisine de aynisini verirdi, Vefat ederken son anlarında dahi "Elinizin altındakilere (hizmetçi ve isçilere) iyi davranmamızı, onların haklarını gözetmemizi ve namaza dikkat etmemizi" tavsiye buyurmuştu.
* Sofradan daima doymadan, yari aç kalkardı.
* Temizliğe son derece ehemmiyet verir ve riâyet ederdi,
* Özel islerini kendisi yapardı. Döşeği içi hurma lifi dolu deridendi.
* Dünya malına asla rağbet göstermezdi, Bir gün yanında dünyalıktan bahsettiler, buyurdu ki: "İşitmiyor musunuz? Sâde hayat imandandır"'
* Ekseri yediği arpa ekmeği ve hurmaydı, Allah'ın huzuruna kavuştuğu vakit, evinde az bir arpadan başka yiyecek maddesi bulunmamıştı.
* Kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı,
* Çok adildi.
* Sosyal adaleti ve kardeşlik hukukunu en güzel o uyguladı.
* Çalışmaya, ilim ve irfana, icad ve kesiflere teşvik etmiştir.
* Daima Hakk'ın ve haklinin yılmaz savunucusuydu.
* Zulüm ve sömürünün amansız düşmanıydı.
* İnsanların faydası için, kendi rahatını terk ederdi,
* İnsanlara madde ve mevkisine göre değil, takvâ ve ahlâkına göre değer verirdi.
* İlim-irfan âdab-erkân örneği.
* Hayati; iman ve cihad olarak görmüştür,
* Cahil bir toplumu, dünyanın en insânı, en müreffeh devleti haline getirmiştir, O'nun tebliğ ettiği İslam Nizami'ni hayatlarına gerçek mânasıyla tatbik eden cemiyetler, yine ayni şekilde dünyanın ve insanlığın efendisi olurlar,
* Modern medeniyetin öncüsü ve insanlığın manevi mimaridir.
* İlk defa insan haklarını tam manâsıyla o açıklamış ve bunu tatbik etmiştir. Rasulullah (s.a.s.) her yönden örnek alınacak en mükemmel insandır, Her Müslüman’ın O'nu en güzel şekilde öğrenip tanıması; Onun yüce ahlâkini yasamaya ve yaşatmaya çalışması lazımdır, Çünkü O'nun ahlâki, Kur'ân ahlâki idi. Hz. Âişe (r.a) Validemize, Sahabeler Rasulullah'ın (s.a.s.) ahlâkini sordular. Buyurdu ki: "Siz Kur'ân okumuyor musunuz Allah Rasulü'nün (s.a.s.) ahlak-ı Kur'an idi"
RASULULLAH (SAV) EFENDİMİZİN DİLİNDEN DULAR
Rasulullah (sav) Efendimizin çok yapmış olduğu dualarından biri şudur: "Allah'ım: Fayda vermeyen ilimden, samimi olmayan amelden, kabul olmayan duadan sana sığınırım."
Bir hadis-i şerif inde söyle buyurmuştur: "Ey Mü'min, sende şu dört şey bulunursa dünyada kaybettiğin (elde edemediğin) şeylere üzülme: Doğruluk ve sadakat, emanetlere riayet, güzel huy ve yüksek ahlâk, meşru çalışıp helalden kazanmak."
Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi Peygamber Efendimize ve O'nu örnek edinenlerin üzerine olsun.
PEYGAMBER’E SALÂTÜ SELÂM
"Allah ve melekleri peygambere salat etmekte, yani Allah onun şeref ve şanını yüceltip makamını yükseltmektedir. Melekler de dua edip bağışlanmasını dilemekteler ve yüksek derecelere yükseltilmesini isterler. Ey inananlar! Siz de Ona dua ederek derecesinin yükseltilmesini isteyin. Onu hayırla yad edin, kendinizi Onun rehberliğine tam bir teslimiyetle terkedin." (Ahzab: 33/56)
Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kim bana bir defa salâtü selâm getirirse, bu sebeple Allah Teâlâ da ona on misli merhamet eder.”
İbni Mesûd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât ü selâm getirenleridir.”
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Bir kimse bana salâtü selâm getirdiği zaman, onun selâmını almam için Allah Teâlâ ruhumu iade eder.
Hz. Ali radıyallahyu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cimri, yanında adım anıldığı halde bana salâtü selâm getirmeyen kimsedir.”
Ebû Muhammed Kâb ibni Ucre radıyallahu anh şöyle dedi: Bir gün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza gelmişti. Kendisine: “Yâ Resûl! Sana nasıl selâm vereceğimizi öğrendik, sana nasıl salavât getireceğiz?” diye sorduk. O da şöyle buyurdu: “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ âli İbrâhîm, ve alâ âli İbrâhîm. İnneke hamîdün mecîd. Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîm, ve alâ âli İbrâhîm. inneke hamîdün mecîd” deyiniz.
Ashâbi kirâm: “Yâ Resûlallah! Sana nasıl salavât getireceğiz? diye sordular. Şöyle buyurdu: “Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ salleyte alâ İbrâhîm, ve bârik alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ bârekte alâ İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd” deyiniz.
Allah’ım! İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi Muhammed’e, hanımlarına ve zürriyetine de rahmet et. İbrâhim’e hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed’e, hanımlarına ve zürriyetine de hayır ve bereket ihsan et. Şüphesiz sen övülmeye lâyık ve yücesin, deyiniz. Yüce Rabbim bizleri sevgili Resulünün şefaatine nail eylesin.